Bölüm 3
Gün bütün ışıklarını söndürmeye hazırlanıyordu. Tombul Fil gökyüzünde hala bana bakıyordu. Tombul Fil söylediğim şarkıyı sevmemişti. Belki de benimle şarkı söylemekten hoşlandığı için gitmiyordu. Koşarak mutfağa indim. Elime kocaman bir sürahi aldım. Musluğu açtım. Su doldurmaya başladım. Annem:
- Bobli elindeki sürahiyle ne yapıyorsun, diye sordu. Öylece kalakaldım. Hemen aklıma küçük tarlamıza yeni ektiğimiz domateslerimiz geldi. Anneme:
- Bahçedeki domatesleri sulayacağım anneciğim, dedim. Hızlıca bahçeye yöneldim.
Elimdeki su dolu sürahinin içindeki suyu Tombul Fil'e doğru fırlattım. Çok garip şeyler oldu. Gökyüzü birden karardı. Sanırım akşam oluyordu. Güneş gökyüzünü terk etmişti. Tombul Fil'in yerini karanlık bir gökyüzü almıştı. Başarmıştım. Tombul Fil gitmişti. Onu sürahimdeki suyla kovalamıştım. Tombul fil ait olduğu yere dönmüştü. Kocaman bir oh çektim. Başarmanın verdiği mutlulukla, yüzüme kocaman bir tebessüm takarak eve girdim.
Babam:
- Bobli neden bu kadar neşelisin, diye sordu. Meraklı bakışlarla bütün ailem bana bakıyordu. Ben Cesur Bobli, ailemi ve çiftliğimizi kurtarmanın verdiği gururla:
- Babacığım, burada çiftliğimizde bitkilerimle ve hayvanlarımla vakit geçirmek beni eğlendiyor, diyerek konuyu geçiştirdim.
O sırada dedemin bir şeylerle uğraştığını gördüm. Biraz sinirli gözüküyordu. Dedem ne yapıyordu böyle? Önünde birkaç malzeme görüyordum. Nedense evde bir şeyler bozulduğunda bu malzemeler birden ortaya çıkıveriyordu. Meraklı Bobli idim ben. Tabii ki hemen dedemin yanında bitiverdim. Dedeme:
- Dedeciğim, sen neler yapıyorsun böyle, diye sordum. Dedem:
- Bobli, radyom bozuldu. Onu tamir etmeye çalışıyorum. Benim en sevdiğim eşyam idi.
Gerçekten bozulmasına çok üzüldüm. Birkaç vidası gevşemiş olabilir. Şimdi onunla ilgileniyorum, dedi. Dedemi incelemeye başladım. Bu tamir işini öğrenmeliydim. Radyoyu masamızın üzerine koyduk. Başladık incelemeye. Dedem bütün malzemeleri masanın üzerine dökmüştü. Zavallı radyocuk paramparça gözüküyordu. Gerçekten bu radyo çalışacak mıydı?
Babam, dedeme:
- Baba yenisini alabiliriz. Üzülme, çok uğraştın, dedi.
Dedem için bu radyo gerçekten çok önemliydi. Gözlerimi kocaman açarak dedemin yaptığı hareketleri taklit etmeye başladım. Bu tamir işini öğrenmeliydim. Tornavida, yıldız tornavida, pense, vida, düvel, İngiliz anahtarı… Dedem hepsinin ismini bana tek tek söyledi. Ne de güzel şarkılar çalıyordu bu radyo. Annem arada sırada başımıza gelip bize bakıyordu. Dedem gerçekten çok mutsuzdu. Ona yardım etmek istiyordum. Dedem:
- Bobli, vidalarını değiştirdik. İyice sıkı sıkı birbirine bağladım. Bu radyo neden çalışmıyor evlat, diye sordu.
Paramparça edilmiş radyomuz birbirine bağlanmıştı. Radyo için ümit ışıkları gözüküyordu. Baştaki o paramparça, biçare halinden eser kalmamıştı. Mutfağa koştum, dedem için kocaman bir bardak ayran doldurdum. Gerçekten çok çalışmıştı. Dedeme ayranı verdim. Dedemin yüzünde küçükte olsa bir gülümse belirmişti. Onun için bu radyonun önemini anlıyordum. Bazen bazı eşyalarımız bizim için önemli olabilir.
 Dedem tamire devam ediyordu. Bense okulda öğrendiğim birkaç şeyi anımsamaya başladım. Elektrikli araçlarla ilgili şeyler biliyordum. Bu radyonun hangi enerji kaynağıyla çalıştığını öğrenmeliydim. Dedeme sorular yöneltmeye başladım. Radyomuz gerçekten çalışacak mıydı? Radyomuzu çalıştıracak şeyi bulabilecek miydim? Radyoyu öylece bırakıp yatağıma koştum. Sabahın ilk ışıklarına kadar güzel şarkılar çalan radyoyu tekrar evimize kazandırmak için bir çözüm bulmalıydım. Şimdi güzel bir uyku çekmeliyim? Sahi sizin için de çok önemli olan bir eşyanız var mıydı?
Devamı için egitimgen.com'u takipte kalın… ?