BÖLÜM 2
           Küçük Kartopu'mu arama çalışmalarımız hızla devam ediyordu. Benim adım Bobli idi. Ben cesur bir çocuktum. Kartopu'nu bulacaktım. Barış ve Savaş çiftliğin arkasına bakıyordu. Ben de Şaşkın ile ön tarafları kontrol ediyordum. Küçük Kartopu hiçbir yerde yoktu! Yürüdük yürüdük… Çiftliğin her yerine baktık. Barış ve Savaş'a:

- Yardımlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar, dedim.
Barış ve Savaş:
- Üzülme Bobli, mutlaka dönecektir. Belki de canı sıkılmıştır.
            Ümitsizce başımı öne eğerek çiftlik evine doğru yöneldim. Şaşkın ise bir o tarafa bir bu tarafa koşuyordu. Şaşkın'ın neşesi hiç bitmiyordu. Evin tam kapısını aralıyordum ki, dedemin sesini duydum.
- Bobliiiii, Bobli çabuk buraya gel!
     O da neydi? Dedemin sesi kümesten geliyordu. Yoksa diğer hayvanlarım da mı kaybolmuştu? Ben daha oraya gitmeden Şaşkın uçarak kümese ulaşmıştı bile. Kümesin içine giriyor dışarı çıkıyor, heyecanla etrafımda dönüyordu.

Dedem:
- Hey, Bobli! Kartopu buradaymış işte. Neden tekrar kümese bakmadın? Buralarda samanların arasına saklanmış olmalı. Ben:
- Dedeciğim, çok mutluyum. Kartopu'nu kaybettiğimizi düşündüm. Kartopu benimle saklambaç oynamış. Ama ben bu oyunu hiç sevmedim Kartopu.
Dedemle birlikte neşeyle tavuklarımıza yem verdik. Kümesimizin kapısını güzelce kapattık. Hemen Barış ve Savaş'a güzel haberi verdim. Gerçekten çok mutluydum. Sevinçle gökyüzüne baktım. Bir daha baktım ve bir daha…
Gökyüzünde bir fil vardı. Tombul bir fil… O da ne? Bu çiftlikte neler oluyor böyle? Gözlerimi kocaman açtım. Yürüyordum. O da benimle yürüyordu. Çaktırmadan gözümün bir ucuyla tekrar baktım. Evet bu bir fildi. İyi de filler uçamaz ki? Gökyüzünde ne işin var senin tombul fil?

Filden kaçarcasına hızlıca eve girdim. Hemen sarmaşık merdivenlerimden pıt pıt pıt diye küçücük adımlarla odama yöneldim. Odamın camını hızlıca açtım. Gökyüzüne baktım. Hala oradaydı. Koşarak babamın yanına gittim. Babama:
- Babacığım, dürbününü alabilir miyim, diye sordum.
Babam:
- Elbette Bobli, neler yapıyorsun sen öyle, diye sordu.
Ben:
- Hiiiiç, biraz etrafı seyretmek istiyorum, dedim. Tabiki gökyüzünde bir fil olduğunu babama söyleyemezdim. Ve diğerlerine de… Çünkü korkabilirlerdi. Bunu kendi başıma halletmeliydim.
Sarmaşıktan yukarı çıktım. Odama yöneldim. Dürbünü elime alıp gökyüzüne baktım. Tombul beyaz fil aynı bıraktığım gibi gökyüzünde duruyordu. Bir çözüm bulmalıydım. Ya bu iri fil üzerimize düşerse? Ya çiftliğimiz yok olursa? Hayır hayır buna izin vermemeliydim. Ona şarkı söylemeye karar verdim.

- Tombul fil tombul fil
Gökyüzünde senden başka kimse yok
Tombul fil tombul fil
Gökyüzünde senden başak kimse yok
Evine dön evine dön evine dön.
           Dürbünü alıp tekrar tombul file baktım. Orada mıydı? Evine dönecek miydi? Beni dinleyecek miydi? Tombul fil evine dön!
Bakalım tombul fil evine dönecek mi? Cevabını bulmak için bizi takip etmeye devam edin. ?