BÖLÜM 8
Goro ve Ejder, dikkat çekmemek için yolculuklarına yürüyerek devam ediyorlardı.  Haritalarında üçüncü yapbozun dev adamlar tarafından korunduğu resimlenmişti. Goro az da olsa dev adamları resimlerde görünce ürkmüştü.
Yolculuk bir hayli yormuştu. Yeşilliklere uzanıp dinlenmek için ara verdiler. Goro ve Ejder gökyüzünde beliren bulutlarla bir süre bakıştılar. Bulutlar sürekli şekil değiştirerek onları eğlendirmeye çalışan bir palyaço gibiydi. Son şekliyle gülümsemesini eksik etmedi. Ardından büyük bir gürleme ile gök gürültüsü sanki bulutlara emir verircesine haykırıyordu. Bulutlar ürkek bir şekilde kararmaya yüz tuttu. Ufak ufak yarıklar oluşturan kara bulutlar ufukta ışığın süzülmesine izin vermeyi ihmal etmiyordu. Goro ufak bir tebessümle gülüşünü ağzında çiğniyordu.
Yollarına azimle devam ediyorlardı. Ormanın sarmaşık ağaçları arasında güçlükle ilerliyorlardı. Ejder için yürümek çok zordu. Devasa kanatları hep engel oluyordu. Çukurlu alanlarda adım atacakken zıngadak duruyordu. İster istemez gitmeleri gereken yere ulaşmaları zaman alıyordu. Gecenin karanlığında uyumaktan başka çareleri yoktu. Devasa ağaç dallarında uyumak onlar için çok zevkliydi. Günler birbirini kovaladıkça Goro ve ejder de balta girmemiş ormanda yürüdükçe ayaklarında kan birikmişti.
Goro ve Ejder sarsıntıyla irkildiler. Deprem olduÄŸunu düşünüyorlardı ama kendilerine yaklaÅŸan dev adamı görünce çalılıklara saklandılar. Korkuyla dev adama bakıyorlardı. Ä°ri gövdesi, sarkmış göbeÄŸi ve diÄŸer devasa uzuvlarından iÄŸrenmiÅŸlerdi. UzaklaÅŸan dev adamı takibe aldılar. Dev adamı takip etmekte zorlanıyorlardı. Dev adımların mesafesini Goro ve Ejder koÅŸarak kapatmaya çalışıyordu. Uzun bir takipten sonra gördükleri manzara karşısında hayretler içindeydiler. Binlerce dev adam ve devasa evler karşılarında belirmiÅŸti. Bu devasa yerde yapbozu nasıl bulacaklarını düşündüklerinde boÄŸazlarına yumru tıkanmıştı. Bu defa iÅŸleri çok zordu. Ama ufacık olmaları da onlar için bir avantaj sayılırdı. Â
Evlerin içine girip araştırma yapmaktan başka bir çareleri yoktu. Bir ipucu bulmak için kolları sıvadılar. Dev adamların konuşmaları birleşince rahatsız edici ses kirliliğine neden oluyordu. Sesleri tatsız ve yılgındı. Karşılarına çıkan ilk eve giren Goro ve Ejder ayakları altında bulunan geyik postunu fark ettiler. Etrafta ise hayvanları avlayıp evi hayvanlarla süslemişlerdi. Ormanın asıl düşmanlarının artık kim olduklarını biliyorlardı. Dev adamlar hayvan katliamı yaparak canlılara çok büyük zararlar veriyordu. Evde arayışa girdiler ancak her şey kocamandı. Bardaklar kendilerinin iki katı büyüklüğündeydi.
Ejder:
- Bu evi boşuna arıyoruz. Burada olması imkânsız. Dikkat çeken bir yerde olmalı, dedi.
Goro ve Ejder, gözlerine çarpacak olan bir yeri bulmak için Ejder ile havalanarak kuş bakışı göz gezdirdiler. Gözlerine ilişen kubbeli yapı dikkatlerini çekmişti. Hemen içeri girmek için yöneldiler. İçeri girmek onlar için çok kolay olmuştu. Ufak olmaları onları görünmez kılıyordu.
Üniformalı dev adamların yoğunlukta olduğu bu mekân yörenin kralına ait bir yerdi. Kralı bulup takip etmeleri gerekiyordu ancak bu şekilde yapboza ulaşabilirlerdi. Öyle de yaptılar. Kral tahtında oturmuş etrafa emirler yağdırıyordu. Belli ki Goro ve Ejder'i görenler olmuş ve krala haber salmıştı. Kral yapbozun yerinde olup olmadığını kontrol etmek için odasına yöneldi. Goro ve Ejder bunu fırsat bilerek tavanda sessizce süzülerek odaya girmeyi başarmıştı. Kralın altın kaplamalı çekmeceden çıkardığı minik yapbozu elinde tutması ile Goro'nun yapbozu kapması bir oldu. Kral neye uğradığına şaşırarak kızgınlıkla ortalığı birbirine katmıştı. Goro ve Ejder açık pencereden dışarı çıkarak kaçmayı başarmışlardı.
Emrah Yıldız
Emrah Yıldız'ın 'Robot Hoca ile Arda'nın Gizemli Kitabı' ve 'Hayat Çiçeği' hikaye kitapları okuyucularıyla buluştu.
