Bölüm 7
Metrelerce yüksekliğe sahip devasa ağaçların sırtına kurulmuş ağaç ev, Goro ve Ejder'in dinlenebileceği harika bir yerdi. Örümcekler evi ağlarıyla ilmek ilmek örmüştü. Aynı zamanda birçok küçük canlıya ev sahipliği yapıyordu. Metrelerce yüksekliğe kurulmuş olan ağaç ev adeta ormanın gözcülüğünü yapıyordu. Ormana tepeden bir bakış atıyordu. Çeşit çeşit kuşların uğrak yeri olmuştu. Pembe, beyaz, siyah, mavi ve sarı serçeler evin etrafını renk cümbüşüne çevirmişti. Huzuru içinde barındıran evde Goro ve Ejder deliksiz bir uykuya yolculuk yapmışlardı. Huzurun sesini artık duymaları imkansızdı.
Üçüncü yapboz için enerjiye ihtiyaçları vardı. Artık yolun yarısına varmışlardı. Huzur veren bir doğa var ama kötülüklerin yakasını bırakmadığı bir doğa. İyi ve kötülerin aynı ortamı paylaşması bu doğanın bir kuralıydı. Ancak kötülüklerle mücadele etmek de iyilerin göreviydi. Bir yandan doğayı temizlemek için kendine vazife edinmiş canlılar bir yandan da doğayı yok etmek için emir almış gibi hareket eden canlılar tepindikçe ister istemez doğa zarar görüyordu.
Gecenin karanlığı sona ermiş ve gündüz aydınlığa kavuşmuştu. Ormanın ötesinde gökyüzü kararıyordu. Uçuşan kundakçı kuşlar ormanı yakıp kavuruyordu. Bu kuşlar sürekli doğayı yok etmeye çalışan kuşlardı. Goro ve Ejder'in yapbozu tamamlamadan önce bu kuşları durdurup yanan ormanı söndürmeleri gerekiyordu.
Yırtıcı ateş şahinleri olarak da bilinen bu kundakçılar yanan odun parçalarını pençeleriyle ve gagalarıyla taşıyarak ormanı kasıtlı olarak yakıyorlardı. Uçan kundakçıların farklı türleri de vardı. Bunlar; kara çaylak, ıslıkçı çaylak ve kahverengi doğan.
Uçan kundakçılar ormana adeta yangın bombaları bırakarak bütün canlılara zarar veriyordu. Kara çaylaklar leş ve çöp hayranıdır. Nerde çöp bulsa alır ateşi alevlendirmek için biriktirmeye çalışır ve bunu sürüler halinde yaparlar. Goro, bir şey yapması gerektiğini düşünüyordu. Ormanı bu halde bırakamazdı. Ejder üstüne düşen görevi yapıp gökyüzünde süzülerek kundakçıları püskürmeye çalışıyordu. Kundakçılar Ejder'in korku salması ile ormandan uzaklaşmıştı. Ancak ormandaki yangın gitgide yayılıyordu. Eğer bu ateş durdurulamazsa hem ormanın hem de canlıların büyük bir çoğunluğu yok olacaktı.
Goro, rengarenk olan serçelerden pelikan kuşlarını bulup ateşi söndürmeleri için yardım istedi. Serçeler hızla uzaklaştılar. Ormanı çaresiz bırakan ateşin alevleri durmaksızın yoluna devam ediyordu. Yavrularıyla kaçışan sincaplar, korkuya kapılan tavşanlar, kabuğuna sığınan kaplumbağalar ne yapacaklarını bilemez haldeydiler.
Pelikanlar nihayet sürüler halinde yaklaşıyorlardı. Gagalarına doldurdukları suları alevlere aynı anda saçıyorlardı. Ormana saçılan suyun yaÄŸmur gibi damlaması ateÅŸi köze çevirmiÅŸti. Pelikanlar közlerin de sönmesi için su taşıma turlarına devam ediyorlardı. Hayretler içinde kalan Goro ve Ejder ormanın kurtuluÅŸunu izliyordu. Farklı kuÅŸ türlerinin doÄŸaya yaklaşımlarına ÅŸahit olmuÅŸlardı. Üçüncü yapboz için çok fazla zaman harcadıklarının farkındaydılar. Hemen yolculuÄŸa koyuldular. Â
Emrah Yıldız
Emrah Yıldız'ın 'Robot Hoca ile Arda'nın Gizemli Kitabı' ve 'Hayat Çiçeği' hikaye kitapları okuyucularıyla buluştu.
