Bölüm 6
Goro ilk yapbozu ele geçirdiğine hala inanamıyordu. Çocuk ruhlu olan Goro adeta bir savaşçı gibiydi. Gücünün farkına vardıkça kendine olan güveni daha da artıyordu. Diğer yapbozları da düşününce mücadelenin daha da zorlaşacağını hissediyordu.
Ejder:
-Goro büyük bir iş başardık. Geri kalan yapbozları da alırsak buradan kurtulacağız. Çok mutluyum!
      Ejder konuştukça Goro, anne ve babasını anımsıyordu. Onları çok özlemişti. Onları ne kadar çok üzdüğünü şimdi daha iyi anlıyordu. Kendisine verilen sorumlulukları yapmadığını hatırladıkça üzüntüsü artıyordu. Halbuki sorumluluk insanların yaşamını düzene sokuyordu. Sorumluluklar yerine getirilmediğinde problemlerin artacağını şimdi daha iyi anlıyordu. Doğayı kurtarma sorumluluğu kendilerine verilmişti ve bu sorumluluk onların hayatları kadar önemliydi.
       Ejder ve Goro ikinci yapboz için yola koyuldu. Bu yapboz mağaralardan oluşan bir kalede bulunuyordu. Uzun süren yolculuktan sonra mağara ağzına varmışlardı. Mağarayı koruyan ayıları aşmak oldukça zordu. Goro mağaraya girmenin bir yolunu düşünüyordu.
Ejder:
-Mağaralara yakın yerlerde genelde şelale, göl, deniz ya da okyanus bulunur. Böyle yerlerde mağaraya gizli girişler olabilir.
Goro ile Ejder mağaranın etrafında keşif yapmaya karar verdiler. Sarp kayaları zorlukla aşmışlardı. Goro ve Ejder mağaranın arkasına ilerledikçe anlaşılmaz bir ses duyuyorlardı. Sese doğru yöneldiler. Sesin şiddeti yakınlaştıkça artıyordu. Sesin bir şelaleden geldiğine şahit oldular. Şelalenin etrafını didik didik aradılar. Sonunda şelalenin içinde bir mağara olduğunu gördüler.
Mağara çok karanlıktı. Ejder, kalın bir odunu yerden alarak ağzından püskürttüğü ateş ile odunu meşaleye çevirdi. Mağarada yavaş adımlarla ilerliyorlardı. Ne ile karşılaşacaklarını tahmin bile edemiyorlardı. Karşılarında birden fazla geçit belirdi. Mağara tam anlamıyla labirent gibiydi. Orta geçitten yürümeye devam ettiler.
Mağarada çıkardıkları sesler yarasaların uyanmasına sebep olmuştu. Yarasalar korkuyla uzaklaştı. Goro yerde bir şeylerin süründüğünü fark etti. Ejder herhangi bir ses duymadığını söyleyerek yollarına devam ettiler. Karşılarında kocaman bir yılan duruyordu. Ejder ve Goro korkudan ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
Yılan:
-Sssssssiiiizzzz de kimssssssiinizzzzz? Buraya girmek yassssssssssak. Ssssssssss!
Goro:
-Biz korunan yapbozu arıyoruz. Onu almamız gerekiyor yoksa bütün canlılar yok olacak.
Yılan:
-Sssssssssizzzzzz o beklenen kahramanlarssssssssınızzzzz. Ssssssizzzzzze yardımcı ssssssss olabilirim. Ssssssss!
Yılan uzun yıllar bu kahramanların gelmesini bekliyordu. Onlara yardım etmek için yıllarca saklı tutulan yapbozun yerini bulmuştu. Canlıların yok olmaması için üstüne düşen sorumluluğu seve seve yapmaya hazırdı. Yılan ezberlediği yolları takip ederek sonunda yapboza ulaşmışlardı. Ancak bir sorun vardı. Yapboz etrafı uçurum olan bir kayanın üstünde bulunuyordu. Yapboza ulaşabilecek herhangi bir yol bulunmuyordu.
Ejder için yolların bir önemi yoktu. Kanatlarını çırparak yapboza ulaşmıştı. Ancak o kadar büyük bir mağaraydı ki yapbozu gözetleyen ayıları fark edememişlerdi. Ayılar inlerinden çıktığı gibi homurdanmaya başladı. Bütün ayılar saldırıya geçmişti.
Yılan:
-Ssssssizzzzz gidin. Ben son ssssssssoorumluluÄŸumu da yerine getireceÄŸim. Ssssssss!
              Yılan ayılara karşı kendini siper etmişti. Bütün kapıları kapatmıştı. Ejder ve Goro ise hızla geldikleri yolu izleyerek mağaradan kurtulmuşlardı. Kendilerine yardım eden yılanın sorumluluk için kendini feda etmesi büyük bir kahramanlıktı.
Goro:
-Sanırım herkes üstüne düşen sorumluluğu yapsaydı bütün problemler çözülürdü, dedi.
Bu büyük sorumluluğu yerine getirmeye çalışan Ejder ve Goro üçüncü yapbozu da alabilecek miydi?
Emrah Yıldız
Emrah Yıldız'ın 'Robot Hoca ile Arda'nın Gizemli Kitabı' ve 'Hayat Çiçeği' hikaye kitapları okuyucularıyla buluştu.