Bölüm 5
Kızıl Bilge ormanda bulunan bütün hayvanların liderlerine toplantı yapmak için haberci gönderdi. Haberciler ormanın dört bir yanına giderek Kızıl Bilge'nin çağrısını iletti. Liderler bu acil çağrı için hemen harekete geçip ormanda toplanma alanına ulaşmışlardı.
Kızıl Bilge, Tolga, Şakir ve liderler doğayı korumak için toplanmışlardı. Liderler karşılarında goril ve ejderhayı gördüklerinde uzun yıllar doğayı yok eden düşmanları durdurmak için bir ümitlerinin olduğunun farkına vardılar. Herkes toplandığına göre sıra tanışmaya gelmişti.
Tolga:
Benim adım Tolga ama bir gorilim. Şu anki adım Goro. Maymungillerin en güçlüsü ve irisiyim. Boyum iki metredir. Ağırlığım üç yüz kilogramdır. Gördüğünüz gibi kollarım çok uzundur. Ağırlıkları rahatlıkla kaldırabilirim. Ağaçlara hızla tırmanabilirim. Savaşçı bir özelliğim var.
Åžakir:
Ben bir papağanım aslında; ama buraya gelince ejderha oldum. Burada bana Ejder diyorlar. Uzun bir kuyruğum var. Kuyruğum ve başım dikenlidir. Perdeli devasa kanatlarım var. Pençeli tırnaklarımdan çok korkarlar. Vücudum ise çok serttir. Çok sayıda keskin dişlerim var. Düşmanlarıma karşı ağzımdan dehşet verici bir şekilde ateş püskürtürüm.
Diğer hayvanların liderleri de tek tek kendilerini tanıttılar. Her lider kendi türünün özelliklerini anlattı. Hayvanların benzer özelliklerinin olabileceği gibi farklı özelliklerinin de olduğu belirtilmiş oldu. Liderler, Goro ve Ejder'den doğalarını kurtarmalarını istiyordu. Kilometrelerce uzaklarda olan kalelerde saklı tutulan yapboz taşlarına ulaşmaları gerektiğini söylüyorlardı. Bu yapbozlar birleştiğinde soyu tükenen vahşi dinozora ulaşacaklardı. Ancak kaleler yabani maymunlar tarafından korunuyordu.
Kızıl Bilge, Goro'ya kalelere ulaşabilecekleri bir harita verdi.
- Eğer bu yapbozları bulup birleştirebilirseniz biz de sizin gibi kurtulacağız, dedi Kızıl Bilge.
Goro ve Ejder o gece derin bir uykudan sonra şafağın kızıllığında yola koyuldular. Birinci kaleye ulaşıp ilk yapbozu nasıl alacaklarını çok merak ediyorlardı. Saatlerce yürümüşlerdi. Bir şelaleye varmışlardı. Şelalede dinlenmek için ara vermişlerdi. Goro'nun aklında bir fikir belirdi.
   Goro:
- Ejder neden beni sırtına alıp uçurmuyorsun? Senin çok güçlü kanatların var. Beni çok rahat taşıyabilirsin.
Ejder:
- Hiç denemedim. Ama denemek lazım, dedi.
Ejder, Goro'yu birkaç deneme yanılmadan sonra uçurmayı başarmıştı. Birkaç saat sonra kaleye ulaşmışlardı. Kale maymunlarla doluydu. Asker maymunlara gözükmemek için ormanlık alanda havanın kararmasını beklediler. Kaleye girilebilecek bir kapı bulmak için her ayrıntıyı düşünüyorlardı.
Hava kararmıştı. Hemen işe koyuldular. Ejder, Goro'yu kalenin tepesine bıraktı. Goro, kalenin bacasından kaleye girmeyi başarmıştı. Cüsseli vücudu ile saklanmakta zorlanıyordu. Kalenin altına kadar ilerlemeyi başarmıştı. Gizli bir geçit ile karşılaştı. Geçidi sonuna kadar takip etti. İki maymunun bir şeyleri koruduğunu fark etti. Korudukları şeyin yapboz olduğundan emindi. Sessiz bir şekilde arkalarından yaklaşıp ikisini de yakaladığı gibi ellerini ve ayaklarını bağlayarak etkisiz hale getirmişti. Yapboz parçasını aldığı gibi kalenin tepesinde bekleyen Ejder'e ulaşmaya çalışıyordu. Ama yolunu kaybetmişti. Diğer maymun askerler alarm verdi ve bütün maymunlar Goro'yu yakalamak için etrafını sarmaya çalışıyordu. Sonunda Tepeye ulaşan Goro, Ejder'in sırtına binerek havada süzülerek uzaklaştılar.
Zorlu bir görevi yerine getiren Goro ve Ejder acaba ikinci yapboz parçasını da alabilecekler miydi?
Emrah Yıldız
Emrah Yıldız'ın 'Robot Hoca ile Arda'nın Gizemli Kitabı' ve 'Hayat Çiçeği' hikaye kitapları okuyucularıyla buluştu.