DoÄŸa ve
Çocuk
Herkesin tatilden anladığı yaşadıkları doğrultusunda
birbirinden farklı. Bizim kuşak için tatil ödevsiz geçen sokak oyunlarının güneş
batana kadar devam etmesiydi. Şimdi ise durum çok farklı. Anne ve babasının
işinden dolayı şehirden ayrılamayanlar için derslerin ve sosyal etkinliklerin içerisinde
yer aldığı yaz okulları var. Yaz okulları pandemi döneminin ders açıklarını
kapatma konusunda faydalı olabilir fakat bunu yaparken çocukların sene boyunca
ekran karşısında oldukları unutulmamalı, programlar esnek olarak
hazırlanmalıdır. Aksi takdirde eylülde okullar açıldığında hiçbir şey için
motivasyonu kalmamış çocuklarla karşılaşabiliriz.
Bana göre en iyi yaz okulu köyüyle bağlantısı olan herkesin
çocuğuyla köyde geçireceği dakikalardır. Günlük yaşam becerilerinin gerçek
manada kazandırıldığı yerler köylerdir neticede. İçtiği sütün nereden geldiğini
bilmeyen, kahvaltısındaki yumurtanın serüvenine tanık olmamış bir çocuk
fanustaki balıktan farksız büyür. Bu sebeple mümkün olduğunca çocuklar için
yapılandırılmamış fakat yetişkinlerin gözetiminde serbest oyun etkinlikleri ve
yaşam becerileri edinecekleri ortamlar yaratılmalıdır. Bir yetişkin olarak
bizlere çok basit gelen olaylar çocukların dünyasına büyük yerlere sahiptir.
Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı bizim için sadece bir görsel şölenken çocuklar
için bilime uzanan bambaşka bir kapıdır.
Şehirde özellikle çok pahalı anaokullarının çocuklardan çok
velilerin ilgisini çekme amaçlı yaptırdıkları etkinlikler, çocukların kendi
başlarına zaman geçirme ve bu süreçte ortaya özgün eserler ortaya koymalarının
önüne geçmektedir. Eline oyun hamuru verilen çocuk öğretmeni tarafından o günün
konusu olan bir taşıtı yapması için zorlanmaktadır. Hâlbuki çocuklar doğada çamurun
içinde kendi hayal güçleriyle çok daha özgün çalışmalar ortaya koyabilirler.
"Herkesin bu şansı olmayabilir." dediğinizi duyar gibiyim. Evet şehirdeki
okullar doğaya yakın değiller fakat mesele sadece doğaya yakın olmak da değil.
Doğaya uzak olunsa da çocukların doğayla olan bağlarının kopmaması için
yapılabilecek etkinlikler tercih edilebilir. Örneğin bir kozalak pencerenin
önüne konularak yağmurda yapraklarını açması üzerinde bir sohbet edilebilir.
Balkon bitkileri yetiştirilebilir ya da kötü hava yoktur kötü kıyafet vardır
ilkesiyle çocukların yağmurda yağmurluklarıyla kısa süreli dolaşmalarına izin verilebilir.
Böylelikle "mış gibi" yapılan etkinlikler yerine gerçek yaşamdan kesitlerle
çocukların dünyalarının zenginleşmelerine katkıda bulunulur.
Hepimiz farklı imkanlara sahip olan bireyler olarak
tatilimizi ister şehirde ister köylerde geçirelim amacımız çocuklarımızın
doğayla olan bağlarının kopmamasına özen gösteren okulları ve eğitimcileri
tercih etmek olmalıdır. Evimizden çıkamadığımız bir buçuk yıl doğanın bize
değil bizim doğaya ihtiyacımız olduğunu açıkça göstermişken tatilimizi varsa
bahçe yoksa balkon etkinlikleriyle geçirmek eminim çocuklara çok iyi gelecektir.
Yapılan tüm araştırmalar doğa içinde kan basıncı ve stres seviyesinin önemli
ölçüde azaldığını göstermektedir. Mümkün olduğunca açık alanlarda çocuklarla
beraber geçireceğimiz vakit bile pek çok açığı kapatacaktır.
Haydi, o zaman doğada zaman geçirmek için plan yapmaya!