Yaşamın içinde akıp gidemediğimiz zamanlarımız olur.
Şikayetlerimizin olduğu; eğitim sistemi, yönetim, çalışma şartları, seçemediğimiz iş arkadaşlarımız ve anlaşmak zorunda olup anlaşamadığımız insanlar… Tükenmişlik sendromlarımız; akşam işimizden evimize gittiğimizde ufacık sesleri kaldıramayacak kadar dar olan sinir eşikleri… Gelecek kaygılarımız; ya işimi kaybedersem, kira, fatura vs. derdi…
Tüm bu düşüncelerin oluşturduğu alanın ortasında ise çocuklar…
Peki hiç bu düşüncelere kapılmadan, durup kendi kendimizi dinlemenin sinir sistemimiz açısından ne kadar önemli olduğunu biliyor muyuz? Bu düşünceler içerisinde kalmak sinir sistemimize zarar veriyor. Değiştiremediklerimiz karşısında hayıflanmalarımız, sızlanmalarımız, şikayetlerimiz hiç farkına varmadan bizi yavaş yavaş tüketiyor. 'Mindfulness' yani ''bilinçli farkındalık'' bizi bu gibi duygular karşısında daha mantıklı daha sakin kalmaya davet ederken sinir sistemimizi de koruyor. Yaşadığımız duygulardan kaçmak değil önerdiği; bu duygular içerisindeyken süreci nasıl geçireceğinizle ilgili zihnimizi eğitiyor. Kısaca duygularla kalabilmeyi, zamanı geldiğinde de bu duygulardan çıkabilmeyi öğretiyor.
Negatif düşünce sarmallarından çıkmakta zorlandığımız anlar sınıfımızda da mutlaka yaşanıyordur. Sınıf içerisinde oluşturacağımız ''mindful alanlar'' bize daha şefkatli iletişim, olanı olduğu gibi görme, sorunlara çözüm odaklı bakma, yaratıcılık ve saygı gibi becerileri kazandırır.
Mindful alanlar, anda kalmak ve duyular aracılığıyla bağ kurma edinimidir özünde. Çocuklar otomatik olarak zaten mindful becerilere sahiptirler. Oyun oynarlarken kendilerini nasıl kaptırdıklarını, hiçbir şeyin dikkatlerini dağıtamadığını ya da doğada bir materyali alıp uzunca bir süre nasıl gözlemlediklerini düşünün. Her zaman 'an'dalar… Ve bir gün, odaklanmalarını sağlayabilecek içsel bilgeliğe sahipken bir şeyler olur; büyümeye başlarlar ve dikkatleri dağılır, yaratıcılıkları ölür, kaygıları artar, özgüvenleri zedelenir, kendilerini yönetemezler. Yazının girişinde bahsettiğim duygu ve düşünce sarmalına girerler. Bir kısır döngü gibi nesilden nesile…
Bizlerin zihinleri bu noktaya evrilirken çevreden, aileden ve toplumdan etkilenmişizdir. Çocuklarımızın geleceğini düşünecek olursak onlar da miras olarak düşünceleri aileden, toplumdan ve çevreden alacaklar. Mindful oyun alanları oluşturmak ise onların geleceği için başka ihtimallerin kapısını açacaktır.
Mindful Ä°htimaller
Daha ÅŸefkatli iletiÅŸim
Ülkeler arasına koyulan sınırlar ve geçmek için birçok prosedür uygulama eğitim yuvalarına da yerleşmiş, görünmeyen sınırlar insanlar arasına da koyulmuştur. Bu sınırların farkına varıp ''şiddetsiz iletişimi'' sınıflarımıza davet ederiz.
Farklı Bakış Açıları
'Bunu öğrenmen için yapman gereken kesinlikle şudur:' ''Şöyle davranmazsan kesinlikle öğrenemeyeceksin:'' gibi yargılar durumun tam aksi olma ihtimaline karşı zihinleri kapatmıştır. Mindfulness ise bize her zaman açık bir zihinle durumlara bakmayı gösterir.
Zihinsel Esneklik
Her şeyin tek doğru cevabı, net ve keskin sonuçları olduğuna saplanıp kaldığımız bir katı zihinden daha rahat alanlara açılırız.
Sınıflar İçin Başlangıç Egzersizleri
Basit egzersizlerle sınıflarımızda yer açabiliriz. Bir örnek verecek olursak; derin bir nefes alın ve etrafınızı izlemeye başlayın. Size güzel gelen bir nesneyi farklı açılardan izlemeyi deneyin. Düşünmeden sadece bakın.
- Baktım ne oldu?
Beklentiyi bırakın.
- Saçmalık! ne işe yarayacak ki?
Bilimsel olarak açıklanmış birçok faydası olduğunu hatırlayın.
- Ama hayatın gerçekleri neden düşünmeyeyim ki?
Düşünerek bir çözüm bulduysanız devam edin.
Unutmayın!
Sinir sisteminize vereceğiniz güzel hediyeler, kendinize gün içinde ayırdığınız sessiz alanlarda saklı…